Güneşten gelen ışınlar herhangi bir zararlı gaz salınımı gerçekleştirmediğinden dolayı, sağlıklı şekilde ve güvenli enerji potansiyeli oluşturmaktadır. Bu doğrultuda özel sistemler ile beraber güneş ışınları günümüzde absorbe edilmekte; depolamakta ve aynı zamanda doğrudan kullanılmaktadır. Bu durum ev ya da işyerleri ile beraber birçok farklı alanda etkin bir potansiyel teşkil ediyor. Özellikle doğaya zarar vermeyen ve yenilenebilir enerji kaynağı olması ile her açıdan geleceğe ışık tutan önemli bir kaynak olarak öne çıkıyor.
Yaklaşık olarak güneşin % 90'ı hidrojenden oluşmaktadır. Hidrojen gazının çekirdekleri ve helyum çekirdeği ile fizyon üzerinden meydana gelen birtakım tepkimeler, çok yüksek oranda enerjinin açığa çıkmasına olanak vermektedir. Farklı tepkimeler üzerinden meydana gelen güneş ışınları, atmosfer sayesinde belirli bir oranda dünyaya yansımaktadır. İnsan sağlığını tehdit etmeyecek noktada yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının, özel paneller ile elektriğe dönüşmesi ise güneş enerjisi olarak bilinmektedir.
Güneş enerjisi kısacası yenilenebilir ve kirlenme yaratmayan temiz enerji kaynağı olarak tabir edilmektedir. Özellikle petrol ve doğalgaz gibi kaynakların yavaş yavaş azalması ile son bulacağı düşününce, güneş enerjisinin geleceğin en önemli kaynakları arasında yer aldığını söylemek mümkün. Sonuçta nüfus ve sanayileşmenin de sürekli artması ile beraber, enerjiye ihtiyaç her zamankinden çok daha yüksek noktaya ulaşmış durumda. Daha düşük maliyet ile temiz enerji kaynağı konusunda, elektrik üretimi açısından güneş enerjisinin payı her geçen gün artış gösteriyor.